Translate

26 Aralık 2015 Cumartesi

Jungfrau, Alpler, Stresa


8. Gün  (8.07.2014)

   Bugün yapacağımız en güzel şey İsviçre’nin en tanınmış dağlarından biri olan Jungfrau dağına çıkmak, Jungfrau  anlam olarak bakire demekmiş. O yüzden güler yüzlü İsviçreli resepsiyonistten Jungfaru giden trene binilecek interlaken bölgesine nasıl gidileceğini öğrendikten sonra yola düştük. Bugün çok yağmurlu İnterlaken bölgesi de böyle ise hiç çıkamayız diye hayıflandık. Bu dağ deniz seviyesinden 4.158 m yüksekliğin de olup Bern Alplerinin en yüksek 3. Dağıdır ve Eifer ve Mönch ile bir üçlü grup oluşturuyor.

     Jungfrau, güney sınırında olan bölgeler Jungfrau, -Aletsch –Bietschorn  ile beraber UNESCO-Dünya doğa miraslar listesine alınmıştır.

   İnterlaken bölgesine geldiğimizde ne yapacağımızı şaşırdık, çok fazla araştırma yapmadığımız için neyi nasıl yapacağımız bilemedik sonunda arabayı park edecek bir yer bulduk ama tren istasyonuna yürüyene kadar sırılsıklam olmuştuk. Sonunda bilet kuyruğuna girdik.Tren 3 bölgeye çıkıyor sadece 1. Bölgeye gidiş geliş 500 Tl , bende çok anlamlı olmayacağının düşünerek vazgeçtim, hava çok kötüydü ve bir şey görülmeyecekti. Ayrıca bu havaya göre de giyinmemiştik. Temmuz ayında Şubat havası yaşamaya başladık.
Bu yüzden hayal kırıklığı ile araba geri döndük. Bu arada donmuştuk ta, tam geri dönerken bir teleferik gördük bari ona binelim dedik. Bindik ve tepeye çıktık buradan kayak yaparak iniyorlar yada bu mevsimde trekkingi tercih ediyorlar ama ben bu kayak bölgesinde daha fazla kalmak istemedim çünkü çok yağmurlu ve soğuktu, daha sonradan şunu öğrendim ki bu kayak bölgesine tam tecrizatlı gelmelisiniz nerede ne yapılır bilmelisiniz ve iyi bir araştırma yapmalısınız, sonradan yaptığım araştırmalarım sonucu bilgilerimi size özet geçeceğim. Tek içimde kalan trenle dağa çıkmamak oldu.
    
  Öncelikle sırtını Alp Dağlarına dayayan İnterlaken bölgesinden, Alp dağlarının uçsuz bucaksız yerlerine ulaşmak mümkün, dağları da bölge bölge ayrılmış durumda; hangi bölgeye gidip hangi dağın tepesinde olmak istediğinizi kendiniz belirlemeniz gerekiyor.
 Bu hem parayla alakalı bir durum hem de zamanla, Jungfraujoch zirvesine çıkmak oldukça pahalı bir deneyim, üstelik gelmişken kapsamlı bir gezi olacaksa ona göre iyi araştırın derim. Tabi gelince 1, 2 gün bu bölgeyi tanımalısınız. Ne yapmak istediğine karar verdikten sonra biletleri ona göre almakta fayda var bunun için en kapsamlı site 

http://www.jungfrau.ch/en/sommer/start/ adresi her türlü bilgiyi buradan edinebilirsiniz. Sabah en erken tren diğer tarifelere göre daha ucuz olduğunu da belirteyim.

Binemediğimiz tren
Bindiğimiz teleferik
   Teleferikten indikten sonra arabamıza binerek ve bu bölgeleri hiç tanımadığımıza karar vererek İtalya’ya doğru yola çıktık. Çıktık çıktıkta üstelik Alpleri aşacağımızı da bilerek bu yola nasıl bir cesaretle girdik. Kendimizi kutluyorum. İnanılmaz bir tırmanış , göllerin arasından akan şelalelerin, ağaçların mavi ile yeşilin birbirine girdiği bu muhteşem yerlerden tırmandıkça tırmandık geriye doğru baktığımızda zaten Alplere tırmanmışız, en tepeye vardığımızı zannederken tekrar tırmandık, sislerin arasından korkunç köprülerin üzerinden, tünellerden geçtik hava sıcaklığı gittikçe düşmeye başladı ve sonunda yaz ayında -1 dereceyi gördük kar yağıyordu inanılmazdı.Daha sonradan çektiğim resimlere bakarak geçtiğimiz yerlerin Grimselpass dağ geçidi, Rateicboden barajı ve Simplon Geçidi olduğunu keşfettim.


   

  Grimsel (Almanca: Grimselpass) bir a dağ geçidi İsviçre’den geçen Bernese Alplerinin geçiş bağlantısının sağlayan geçit olup 2164 metre yükseklikte bulunmakta. Yol normalde yüksek te olduğu için çok karlı oluyormuş Ekim ve Mayıs ayları arasında da kapalı oluyormuş. Neyse ki biz Temmuz ayında idik ama yine de kötü havadan dolayı buraları keşfedemedik








   Hava güzel olsaydı idi Rateich gölünün üzerinde Rateicboden biz barajı böyle görenekti. Ama biz sisler içinde maalesef böyle gördük. Sisler içinde kaybolduk. Üstelik epey soğuk









   Bu bölgede  programımızda olan Triftbrücke bölgesi vardı, biz onu bulamayız diye es geçmiştik ama buradaydı işte ama bu havada bu asma köprüye gidilemezdi…Gidilirdi de dönülmezdi. Burayı çok araştırmıştım ama nasip olmadı hava olayının ayarlamak bir şans. Ama bu tür yerleri gezmeyi sevenler için aşağıdaki siteyi kullanabilirsiniz Bende tanıtım amaçlı internetten bir kaç resim paylaşıyorum sizinle, Eğer maceracı bir ruhunuz varsa mutlaka gidin buraya derim



   Buradan daha da tepeye tırmandık artık -1 dereceyi görmeye başlamıştık veee kar yağıyordu. Burada birkaç otel var buralarda kalabilirsiniz



  Burada bir kristal müzesi var, 8 euro verip girdik taşa meraklı değilseniz bence hiç bir anlamı yok.































    
Alp dağlarının tepesinde Simplon Geçidi, (İsviçre'nin güneyinde, Pennine ve Lepontine  Alpleri arasındaki dağ feçidi)  (Simplonpass) geldik ve arabayı park ettik, birden tepelerden çocuklar fırladılar dikkatlice baktık büyük bir manastır var buralarda eğitim görüyorlar, film gibi.




     Daha sonra yolumuza devam ettik. Alpler sona erdiğinde hava da ısınmaya başlamıştı , İtalya sınırına vardığımızda hala en yukarıdaki yaşamda aklım kalmıştı, 
  Sınırdan geçtik ve işte artık İtalya dayız. Alpler'den  İtalya’ ya tuhaf görünen dağların ve geçitlerin arasında uzunca bir yol alarak geçiyorsunuz, düzlüğe geldiğinizde artık İtalya da olduğunuzu insanların araba kullanmalarından bile anlıyorsunuz. Düzensizlik ve kuralsızlık başlamıştı birden.Havası hemen değişmişti, Türkiye'ye mi geldik ne oluyorsunuz.
   İlk geldiğimiz bölge Stresa denen ,İtalya’nın Piyemonte bölgesinin Verbano- Cusio- Ossala iline bağlı olan bir komündür. Stresa Maggire Gölü kenarında kurulmuş ufak bir beldedir ve  Alp Dağlarını geçen Simplon geçiti ve demiryolu Simplon tünelinin güneyindedir. Beldenin doğa güzelliği; enteresan tarihsel ve mimarı niteklikleri dolayısıyla, 20. yüzyıl başlarından itibaren beldenin en önemli geçim kaynağı gittikçe artan turizmi olmuştur.




        Stresa’ ya girer girmez benzersiz ve büyüleyici bir hava sizi sarıyor. İklimi, çiçek bahçesi, Borromeo Adaları, sanatsal ve mimari güzelliği ile büyülendiğiniz otelleri  göl kenarında dizilişleri. Göl muhteşem sizi içine çekiyor sanki

    Biz bu şehri ertesi gün dolaşmaya karar verdik otel aramadan önce turumuzu Mottarone Tepesine çıkarak bitirelim dedik. Aslında buraya çıkan bir teleferikte var ama bizim için çok geç olmuştu, arabayla çıktık. Ama ne çıktık çık çık bitmiyor. Bugün zaten Alpler'e çıkmaktan yorulmuştuk ve buraya da çıkmaktan vazgeçtik, 7 km çıktıktan sonra resim çektik ve geri dönmeye karar verdik, çıkmaktan yorulmuştuk, üstelik çok acıkmıştık . 




      Fotoğraf çektiğimiz yerden tekrar şehre indik arabayı park ederek wifi si olan bir restaurant aradık. Sonunda güzel şirin bir Pizzacı bulduk. Pizza muhteşemdi özellikle yanında verdikleri şarap harika idi. Burada kendimize bir otel ayarladık ve oraya doğru yola koyulduk. Daha sonradan bu pizzacıda verilen ev şarabının tadını asla unutamayacağım adının alsaydım yazacaktım. 
     Otelimize vardığımızda gerçekten güzel bir otel seçtiğimizi düşündük.Otel Brisino Almanya da ki gibi yada İsviçre’deki gibi konforlu değildi ama çok şirindi ve üstelik tam filmler de seyrettiğimiz oteller gibiydi.



     Gece otelin barına indik, barda Dünya kupasının seyrediyorlardı.

Almanya 7 Brezilya 1, ilginç bir maça tanık olduk. Yarınki programı yapıp yattık. Çok ama çok yorulmuştuk. Değdi doğrusu .... Alp havası vurmuştu bizi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder