11. Gün (11.07.2014)
Udine şehri, hiç planlarımızda olmayan bir yer; sadece kalmak için gelmiştik. Tabi ki birazda programsız oldu. Aslında bu
tatil için 3 aydır çalışma yapmıştım. Ama yurt dışında olunca bu kadar aksama
normal diyoruz. Esas planımızda Venedik’ten önce, Cenova, Portofino, Cinque Terre, Tellaro, Ferrara'ya gitmek vardı ama 20 günlük tatilimize sığmaz diye
o kısmı atladık ve programdan ve rotadan ayrıldık bu da bundan sonra gideceğimiz
bazı yerler için doğaçlama yaşadık.
Kahvaltıda kendimize yeni rotamızı çizdik. Buradan
daha önceden yaptığım programımda bulunan Cortina d'Ampezzo vardı. Bir çok blog
yazısında okumuştum muhteşem bir kayak merkezi, ayrıca oraya giderken Sanbaldo tünelinden de geçeceğiz.
Yola koyulduk, Yolun çok güzel olduğunu akşam fark edememiştik. Kuzey İtalya çok güzel bir yer, Alpler ile otantik çağın birbirine karışımını görebiliyorsunuz.
Önce Dignano denilen sanki nüfusun olmadığı ''in yok cin yok'' tabiri garip bir kasabaya girdik. Yola koyulduk, Yolun çok güzel olduğunu akşam fark edememiştik. Kuzey İtalya çok güzel bir yer, Alpler ile otantik çağın birbirine karışımını görebiliyorsunuz.
Hızlıca gezdik ve bu kasabadan sessizce ayrıldık. Yolda küçük molalar vererek ağaçlardan meyveler kopardık.
Cordenons yoluyla Treviso iline bağlı Vittoria Veneto kasabasına giriş yaptık. Vittoria Veneto kasabasına bilerek gitmedik, yol üzerindeki otantik muazzam köyleri ve kasabalara geçerken uğradık, kasabada o kadar az kişi var ki sanki tüm kasaba sizin, sizi bir köprü karşılıyor oradan geçip arabayı park ettik ve ıssız kasabayı hayranlıkla dolaştık.Kasaba antik çağlardan günümüze kadar gelmiş hanedan amblemi taşıyor. Kasabanın arka dar sokaklarında gezerken adete orta çağda yaşıyormuş hissine kapılıyorsunuz.
Meschio nehrinin üzerinden bir köprü ile kasabaya giriyorsunuz.
Özel bir mülke ait bir bahçeye girmişiz resimleri çekerken fark ettik, neyse bu da yanımıza kar kaldı, hemen terk ettik burayı...
Ve tekrar inişe geçtik.
Yerdeki su ızgarasında kraliyet amblemi var |
Otoparka geldiğimizde
otopark biletini başka turistlere vererek, yola koyulduk. Bu güzergah
inanılmaz, hele yaz ayında harika oluyor denemenizi tavsiye ederim, yol
haritasını veriyorum. Ayrıca aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=fzSBAcab2EQ
Bu kasabadan ayrıldıktan sonra yol üzerinde başka gezebileceğiniz kasabalar da var ama biz yolumuza devam ettik.Tovena’ya doğru yola çıktık
Tovena'ya kadar muhteşem yeşil yollarda ilerlerken geleneksel İtalyan evlerini görebiliyorsunuz, hayran kalmamak elde değil.
Buraları ayrıntılı gezemedik tabi ki sadece arabadan bir kaç resim aldım. Zaten San baldo yolunu bulmak biraz zor oldu. Hiç beklenmedik bir yoldan giderken sağa döndük, biz bile inanamadık doğru yolda mıyız diye, neyse ki doğru çıktı.
https://www.youtube.com/watch?v=fzSBAcab2EQ
Bu kasabadan ayrıldıktan sonra yol üzerinde başka gezebileceğiniz kasabalar da var ama biz yolumuza devam ettik.Tovena’ya doğru yola çıktık
Tovena'ya kadar muhteşem yeşil yollarda ilerlerken geleneksel İtalyan evlerini görebiliyorsunuz, hayran kalmamak elde değil.
Buraları ayrıntılı gezemedik tabi ki sadece arabadan bir kaç resim aldım. Zaten San baldo yolunu bulmak biraz zor oldu. Hiç beklenmedik bir yoldan giderken sağa döndük, biz bile inanamadık doğru yolda mıyız diye, neyse ki doğru çıktı.
Ve Tovena'ya girdik, ama durmadan devam ettik
San Baldo Tüneli, İtalya’nın kuzeyinde, Alp Dağları üzerinde yer alan 1400 savaş esirinin 3 ay gibi rekor bir sürede 3 vardiya hiç durmadan zorla çalıştırıldığı 1.dünya savaşında Alp'leri geçebilmek için Avusturya Macaristan ordusuna destek sağlamak amacıyla yapılmış bir yol. Wikipedia bilgilerine göre eğim %12 ki dünya standartlarında %7 dir. Bu geçit 5 tane tünelden oluşuyor.
San Boldo tüneli için aşağıdaki siteyi inceleyebilirsiniz,
https://www.youtube.com/watch?v=Z5RHhMvRINU
Tünel inanılmaz ve çok dar, dönüşler çok zor bir de yokuş yukarı çıkıyorsunuz, arkadan araba da gelince epey bir heyecanlı oldu; her şeye rağmen tünel yolculuğunu kaydettim.
Ve tünelden çıktık. Bir nefes aldık bir oh çektik ve kendimizi tekrar Alp'lerin kucağına attık, bu sefer her yer yeşillik güneş içinde.
Comune Di Trichiana’ ya geldik.
Buradan Belluno iline bağlı bir iki kasaba ve köyün içinden geçerek , tekrar dağlara tırmanmaya başladık. Amacımız Cortina d'Ampezzo kayak merkezi ama ondan önce çok güzel bir kayak merkezine daha geldik. Pieve di Cadore.
Önce burayı Cortina d'Ampezzo zannettik ama daha oraya varmamıştık. Çünkü git git bir türlü varılmıyor, tam bulduk derken başka bir yere gelmişiz, iyi ki de Piedevi Cadore‘ye gelmişiz burası bir cennet adeta.
Daha sonradan yaptığım araştırmalardan Venedik' in kuzey doğu bölgesinde bulunan Pieve di Cadore, Auronzo di Cadore ve Cortina d’Ampezzo aynı zamanda Cadore, Comelico, Ampezzo ve Pusteria vadileri Dolomites dağları, adı altında birleşiyor. Dolomites dağları, (Dolomiden oluşmuş) manzarası, jeolojik yapısı ve kültürel zenginlik açısından bir arada benzersiz bir buluşmanın kalbi olarak ifade ediliyor. Ayrıca Ağustos 2009 Unesco Dünya Mirasları listesine girmiştir. Aşağıdaki siteyi inceliyebilirsiniz http://www.dolomitetreks.com/dolomites.php#sthash.7fWjagyu.dpuf
Bir kebapçısı bile var.
Olağanüstü bir yer. Yukarıdan bakıldığında aşağıda dağların arasında bir göl var, Yeşil ile mavi bu kadar güzel karışır, fotoğraflarını çektim ama orada gördüğüm renk uyumunu ve tatlılığını veremedim.Gölün üzerinde bir yol vardı karşı kıyıya geçiyordu, oraya gitmek istedik, fakat indik indik bir türlü yolu bulamadık bizde geri çıkıp kendi yolumuza devam ettik ama olağanüstü bir yerdi burası.
Dolomites dağlarının haritası |
Tekrar kaldığımız yerden daha da yukarı çıktık ve nihayet Cortina
d'Ampezzo 'ya vardık. Arabayı bir yere park ederek kasabayı gezmeye başladık.
Burası adeta açık hava spor kompleksi gibi. Kısa süre içinde bu bölgeye İtalya’nın kaymak tabakasının geldiği yer olduğunu anladı. Rolls royce dan Ferrariye kadar her türlü arabayı burada görmek mümkün, insanlar şıklık yarışında gibi sanki. Belli ki zengin İtalyanların yazın yayla olarak kullandıkları bir yer. Burada her türlü spor yapılıyor. Atıcılıktan yüzmeye dağcılıktan trekkinge kadar. Tabii olarak da pahalı bir yer. ilgilenirseniz aşağıdaki videoları izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=T17Xkme_ZpY
https://www.youtube.com/watch?v=u5uT7-isZR8
Corti d'Ampezzo (Almanca:Hayden) İtalya’nın Venoto bölgesinin Belluno ilinin
6.075 nüfuslu bir belediyesidir. Alp Dağlarının güneyinde bulunan Dolomitler
bölgesinin ortasında bir Alpler vadisinde konumlanmıştı. Çok sayıda ve
değişik kayak pistleri, dağlık manzaraları, konaklama tesisleri, alışveriş
dükkanları ve çok popüler bir kış tatili
beldesidir. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle tasarlanan 1944 Olimpiyatlarına konutluk
edememiştir ama 1956 Kış Olimpiyat Oyunları'na konukluk yapmıştır. Ayrıca
birçok kış sporu dünya kupası etkinliklerine sahne olmuştur.
Cortina d'Ampezzo birçok
sinema filmine arka plan ve mizansen sağlamıştır. Örneğin 1963'de yapılan ''Pembe Panter'' filmi, 1981' de yapılan ''James
Bond'' filmi ''Yalnız Senin
Gözlerin İçin'' ve 1993 yapımı ''Cliffhanger'' filmi için birçok arka planı bu belde sağlamıştır.
Gözlerin İçin'' ve 1993 yapımı ''Cliffhanger'' filmi için birçok arka planı bu belde sağlamıştır.
Kalmak için otel aradık ama tüm oteller doluydu. Bu fotoğraflar otel ararken ki halimiz.
Otellerde yer bulamayınca ayrılmaya karar verdik, verdik de nereye? Planlar iyice aksamaya başlamıştı. Bir wi-fi' si olan bir cafe bulduk. Balkonunda oturduk birer kahve içtik ve sakin sakin nereye gidebiliriz ve kalabiliriz diye sohbet ettik, bir yandan da manzaranın tadının çıkardık. Ama saat epey geç olmaya başlamıştı. Oturduğumuz cafenin balkonundan bir kaç fotoğraf çektik.
Akşam karanlığında Innsburuck’a doğru
giderken otoban kenarında bulunan kaleleri gördük tabiî ki bunları gezmezdik. Dağların içinden inanılmaz tüneller yapmışlar. Çok kısa bir sürede
Insburck'a geldik. Otelimiz Gästehaus
bergland-garni.(70 €)
Innsburg’a gelmemize rağmen oteli bulmak epey bir vakit aldı. Artık
Avusturya’daydık. Çok tonton bir Avusturyalı karşıladı bizi. Adı Walter, otel odaları çok
şirindi kesinlikle lüks değildi ama şipşirin, tahta kulübe gibi ve tertemizdi,
köy evleri gibi. Çok rahat ettik ve sevdik. Gece biraz balkonda oturduk, sonra
uyumuşuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder