Translate

3 Ocak 2016 Pazar

Innsbrurg (Götzens), Watens, Salzburg

12. Gün (12.07.2014)


   Sabah uyandık, toparlandık kahvaltıya indik. En fakir kahvaltı burada verildi. Ama biz bu şirin yerden çok hoşlandık. Ailece çalıştırıyorlardı. Sahibi 60 yaşlarında Walter adında bir adamdı ve karısı ile işletiyorlardı. Otel çok doluydu. Biz çıkarken bir tur gelmişti hatta. Onlar bahçeyi sularken biz bu şirin otelden ayrıldık. Tabi ki bugünkü programımızı da yaptık.Önce Innsbruck'ta bulunan Bergisel kayakla atlama pisti, oradan da yolumuz üzerindeki Wattens’deki  Swarovski Crystal Dünyasını gezmek ve oradan Mozart’ın evinin olduğu Salzburg’a gitmek.
    Otelden dışarı çıktık bir iki fotoğraf çektikten sonra kasabadan geçerken çok güzel olduğunun fark ettik ve burayı da bolca fotoğrafladık. 
    Götzens kasabası Pazar günü muhteşem görünüyordu. Sokaklar, birbirinden güzel evler, evlerin pencerelerinde, girişlerinde, kapılarında her yerde çiçekler, çiçekler, çiçekler...







































  Bu şirin kasabayı gezdikten sonra Innsbruck’ta bulunan Bergisel kayakla atlama pistine doğru yola çıktık. Aşağıdaki fotoğraflar Innsbruck şehrine giderken arabadan fotoğraflandı.



  Bergisel kayak pistine geldiğinizde önce büyük bir parka giriyorsunuz tam ortasında Andreas Hofer’in çok büyük bir heykeli var. Andreas Hofer 1767-1810 yılları arasında yaşamış, Napoleon Savaşları sırasında Bavyera’ya bırakılan Tirol’ün yeniden Avusturya yönetimi altına girmesini sağlayan Tirol'lü bir halk kahramandır.









 Burada arabayı park ederek pistin olduğu alana gittik. Giderken de parkı ve yukarıdan şehri fotoğrafladık.









   İçeriye girip bilet alıp fünikülerle yukarı çıkıp aşağı kayabiliyorsunuz, ya da seyretmek için çıkabiliyorsunuz. Burada antreman yapan sporcularda vardı.


  Eşimin çok ilgisini çekti, ama ben bayağı bir sıkıldım, üstelik bu park bana çok bir şey ifade etmedi, bence Innsbruck'a gelirseniz, park, heykel ve kayak pisti görmek istiyorsanız uğrayabilirsiniz.



  Innsbruck’tan çıktık, yollar yine yemyeşil, geçtiğimiz köprüler çiçeklerle bezenmiş, Watens'e doğru gidiyoruz, oradan da Salzburg. Aşağıda yol haritasını veriyorum. Bu arada Kitzbühel'e de uğramak çok istiyorduk, çok güzel bir yermiş, biz gidemedik siz uğrayın derim. Ayrıca bu bölgede eğer araştırırsanız termal kaplıcalarda mevcut, eğer ilginiz varsa bunları da gezebilirsiniz.










   Çok kısa bir sürede Wattens’e geldik. Swarovski Crystal Dünyası’ da zaten hemen yol üzerinde. Arabayı çok büyük otoparklardan birine park ettik ve Kristal Dünyasının olduğu yere gittik. Sanki Dallas çiftliğindeyiz. Yine dağ yeşillik mavi ve yeşil.












İçeriyi de gezebiliyorsunuz. Kişi başı 25 € vermek isterseniz. Bu tür şeyler pek benim ilgimi çekmediği için girmedik bahçeyi gezmekten daha büyük zevk aldık. Zaten burada hangi şehre giderseniz gidin mutlaka Swarovski dükkanları ile karşılaşıyorsunuz. Tabi içini görmeden de bir şey diyemeyeceğim. Mutlaka güzel bir yanı olsa gerek.








   Daniel Swarovski ile ilgili bilgileri aşağıda verdiğim sitede bulabilirsiniz
http://thebrandage.com/bir-asri-deviren-ihtisam-swarovski-2/
   Bu büyük Tema parkından öğlen 1 gibi ayrıldık. Sonra Salzburg'a doğru yola çıktık.


   Önce bir Mc Donalds bulup Salzburg'da konaklayacağımız bir yer ayarladık. Salzburg’a 4 civarında vardık. Bizim kalacağımız otel Anif ‘de bulunan Hotel Kiserhof. (93 €). Burayı bulmak epey bir vaktimizi aldı.


  Otele yerleşip hemen ilerisindeki bir otobüs durağından otobüse binerek Salzburg şehir merkezine geçtik.Toplam gidiş dönüş iki kişi 13.20 € ödedik. Otobüs pahalı, sanırım burada aylık bilet kullanılıyor. Salzburg’da otobüse tekrar bineceğimiz yerde indik.
    Salzburg, Avusturya’nın 4. büyük şehri olup en büyük gelir kaynağı tuzdur. Zaten adıda ''Salz'' tuzdan geliyor. Turizmden önce epey bir ekonomik sıkıntısı olan şehri bulunduğu tuz madenlerinden geçimini sağlamış. Sonra şehrin bazı zengin yöneticileri 1000 yıllık binaları restore edip Mozart’ı ön plana çıkarmayı akıl ederek , Avusturya ekonomisinin %25’ini üreten bir milli gelire sahip olmuşturlar. Gezip görmek istediğiniz hemen her şey eski şehirde. Eski şehir Alp dağlarının eteklerinde kurulmuş ve Unesco Dünya Mirasları içinde yer alıyor. Bu bçlgeden tüm cazibe noktalarına yürüyerek gidebiliyorsunuz.
    Tabi faytonla gezmeleri de tercih edebilirsiniz. Fakat benim dikkatimi çeken bir şey turistleri gezdiren at arabaları her yere pisliyor ve şehir dolayısıyla pis kokuyor. Sanırım bunun içinde pek bir şey yapıldığı söylenemez.  
     Eski şehir de Salzach etrafına kurulmuş. Salzach'ın bir yakasında Mirabell bahçeleri, Makartplatz Meydanı ve Mozart'ın yaşadığı ev var. Diğer yaka ise daha eski ve turistik bir bölge, Mozart'ın doğduğu ev, ünlü Getreidegasse Caddesi'nin olduğu bölüm. 
   Köprüden geçerek önce Residenzplatz’ a doğru gidiyoruz. 







      Buralardaki köprülerde asma kilitlerin takılı olduğunu göreceksiniz. Bunlar sevgim sende   kilitli kalsın anlamında sevgililerin bağladıkları dilek niteliğinde simgesel şeyler, Avrupa'da    birçok şehir ve kasabalarının köprülerinde bu kilitleri gördük.


   Gençler muhteşem köprünün yanındaki uzun yeşil çayırda uzanmış keyif çatıyorlar, güneşleniyorlar, kitap okuyorlar.....



   Residenzplatz tanınmış birçok yerinden sadece bir tanesi. Salzburg Katedrali'nin olduğu Dom Meydanı, tarihi bir çeşmenin olduğu Residenzplatz da görülmesi gereken meydanlardan.
Tümünü göstermek için internetten aldım

     At arabaları da burada bulunuyor, dolayısıyla meydan biraz kokuyor.




Dom Katedrali














   Bu meydanlar bitişik, birinden diğer meydana geçiyorsun. En son Mozart meydanında bitiyor. Salzburg Katedrali'nin olduğu Dom Meydanı ve tarihi bir çeşmenin olduğu Residenzplatz'dan diğer meydana geçiyoruz.    Şimdi de Mozart meydanındayız. Klasik müzik dehası Mozart'ın Salzburg'da doğması turistlerin bu bölgeye akın etmesine sebep oluyor. Bu yüzden Mozart Meydanı şehrin en önemli merkezi konumda. Meydanında bulunan Mozart heykeli büyük ilgi görüyor. 1120 yıllarında inşa edilmiş 17. ve 18. yüzyılda iki kez restore edilmiş rezidansı da bu meydanda görebilirsiniz.



    İşte 1944 yılında yapılmış olan Mozart heykeli.






  Buradan sonra Salzburg’taki Getreidegasse caddesine doğru ilerledik. Sokak aynı zamanda bir alışveriş cenneti. Her dükkanın tabelası ise kendine has güzellikte. Burada ünlü markaların mağazaları var ama her yerdekilerden farklı olarak tabelaları ferforjeden yapılmış





   Ama bizim amacımız Mozart’ın doğduğu ve bir dönem yaşadığı evi görmek. Müze haline getirilmiş evi gezmeye gidiyoruz. 1756 yılında, bu evde gözlerini dünyaya açmış olan Mozart'ın doğduğu ev Salzburg’da bir müze haline getirilmiş.10 € karşılığında 
gezebiliyorsunuz. 








  Müzede Mozart’ın doğduğu oda, eşyaları ailesine ait mektuplar, çaldığı enstrumanlar, piyanosu, birçok ünlü bestecinin portreleri bulunmakta. İçeride fotoğraf çekmek yasak, bazı kaçamaklarım oldu ama...




O kadar hızlı çekmişim ki çoğu fotoğraf kötü çıkmış.














   Getreidegasse caddesinde dolaştık, karnımızı doyurduk, hediyelik eşyalar baktık, her yerde Mozart çikolataları satılıyor.









  Getreidegasse  caddesinin sonunda Mönchsberg Tepesi var. Modern Sanat Müzesi burada ayrıca asansör ile tepeye çıkış varmış, biz çıkmadık epey geç kaldık üstelik otobüs saatimize az bir süre kalmıştı.





Tekrar asma kilitli köprüden geçerek otobüsümüzün kalkacağı yere geldik.






   Daha otobüsün gelmesine 20 dk. kadar vardı, bulunduğumuz yerin arkasında  muhteşem bir park bulunuyordu, gidip bakalım dedik, meğerse Mirabell Sarayı'na(Eski piskoposluk sarayı) gelmişiz. Çok şanslıyız dedik ve bahçeyi gezdik. En hızlı gezmemiz bu oldu.
  Şimdi Belediye binası olarak kullanılan Mirabell Sarayının bahçesi çok güzel çiçek ve heykellerle süslenmiş. Mirabell Sarayı halka açık değil, bahçesini gezebiliyoruz.Zaten vaktimiz yoktu. Mirabell Gardens çok meşhur güzel bir yer.














  Hava kararmaya başlamıştı. Otobüsün geldiği durağa gittik. Bu arada otobüs durakta durmadı ve bizi es geçti. Şükür ki kırmızı ışıkta durdu bizde koşarak yetiştik. Güzel Salzburg şehrinden akşamüstü güzelliğinde otobüsten seyrederek ayrıldık. Aslında görülmesi gereken çok az yer gördük. Salzburg’da görülecek çok yer var, özellikle ünlü kalesi Hohensalzburg Kalesini ama bizim için geç olmaya başladı.




İnternetten alınan fotoğrafta, gezdiğimiz meydanlar ve Festungsberg tepesindeki Hohesalzburg kalesi
  Hohensalzburg Kalesi, Festungsberg Tepesi'nde bulunuyor. Kapitalplatz Meydanı'ndan füniküler ile ulaşabileceğiniz bu tepe hem muhteşem Salzburg manzarası, hem de Hohensalzburg Kale'si var. Biz gidemedik ama siz ihmal etmeyin derim

      Otele vardığımızda eğlence vardı, biraz seyrettikten sonra uyuduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder